Uzun bir aradan sonra herkese selamlar.en son 27 temmuzda blogla ilgilenmişim yuh bana diyerek bir iki satır karalamaya karar verdim.Ne yazık ki işten güçten ve küçük tatil girişimlerimden o kadar yoruldum ki,bunları anlatarak kimseyi sıkmak istemedim.Fakat bu haftasonu gerçekten güzel geçti,onun da verdiği cesaretle çok afedersiniz birşeye benzemeyen bu pazartesi günü blog güncelliyorum.
Her ay sonu ofisçe yaşadığımız travmalardan birini tekrar yaşadık ve ay başı itibariyle artık rahatız.Bitip tükenmeyen nemin üstümüze yapışması dışında bir terslik yok.Bir de birer hafta arayla tatile çıkan iş arkadaşları böyle belli etmeden gitseler,benim gibi iki senedir izin alamayan bir garibe iyilik yapmış olacaklar,ama olsun.
Bunun dışında temmuz ayı süpper bir güne daha ev sahipliği yaptı,çok sevgili müzisyen Bülent Ortaçgil 40. sanat yılını arkadaşları ve biz dinleyicileriyle hep birlikte kutladı.Muhteşem bir gece yaşadık ve favori şarkılarımızı mırıldanarak terkettik salonu.
Ağustos ayının en bomba gelişmesi ise bence Inception'du.Böyle bir film yok arkadaşlar,böyle bir yönetmen yok.Muhteşemin ötesindeydi,bence akademi ödüllerinde "En iyi Kurgu" dalında ödülü çoktan cebine koydu.O nasıl bir vizyondur,o nasıl bir bakış açısıdır.Nolan bu hayata nereden bakıyorsa ben de oradan bakmak istiyorum artık,adam zamanının ötesinde yaşıyor.
Sanırım genel durum analizi için bu kısa değerlendirme size yeter.Sonuç olarak hala tatil yok ve yapacak tek şey İstanbul'un ağustos ayındaki güzelliklerinden faydalanmak.Hepimize kolay gelsin o zaman.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
atış serbest!